Prostat Ameliyatları
Prostat ameliyatı iyi huylu prostat büyümesi (BPH) tedavisinde ilaç tedavisinin yeterli olmadığı ya da başarısız olduğu durumlarda başvurulan tedavi yöntemidir. Prostat büyümesi sık idrara çıkma, idrar zorluğu, kesik kesik işeme, idrarını tutama ve ağrı gibi kişilerin gündelik hayatlarını olumsuz etkileyecek birçok olumsuz duruma neden olur. Tedavide ilk olarak ilaçlar denenir ancak ilaçla iyileşme sağlanamayan ya da ilaçtan önceleri fayda görmesine rağmen rahatsızlıkları tekrarlayan, yan etkileri veya başka rahatsızlıkları sebebiyle ilaç kullanamayan ya da kullanmak istemeyen hastalar için cerrahi tedaviler yani prostat ameliyatları düşünülür. Ayrıca mesanede taş gelişimi gözlenen, sık idrar yolu iltihabı yaşayan, idrarda sık kanama görülen ve idrarını hiç boşaltamayan hastalarda da uygulanması gereken tedavi cerrahi tedavilerdir.
Prostat ameliyatlarının temel mantığı prostatın çıkarılıp alınmasına dayalıdır ancak bunu yaparken kullanılabilecek farklı yöntemler mevcuttur. Genel olarak “Açık Prostat Ameliyatı” ve “Kapalı Prostat Ameliyatı” olmak üzere iki tür prostat ameliyatı vardır. Kapalı ameliyat ya da endoskopik ameliyatlarda da kullanılan farklı teknikler vardır. Bunları detaylıca ele alacağız ancak şunun altını çizmek isterim ki uygulanan tekniklerden herhangi birinin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Konuda deneyimli ve işinin ehli bir cerrah tarafından yapıldığında prostat ameliyatı hangi teknikle yapılmış olursa olsun elde edilecek sonuç aynıdır. Burada daha çok hastanın tercihi öne çıkmaktadır. Ve moda diyebileceğimiz belli dönemlerde öne çıkan teknikleri öncelikli tercih etmek taraftarı olan hastalarımızın bu konuda iyi bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gündemde olan yöntemi değil, doktoruyla birlikte kendine uygun yöntemi seçen hastalarımız, prostat ameliyatı sonrası yaşanabilecek sıkıntıları minimuma indirerek daha kolay iyileşme sağlayabilmekteler.
Açık Prostat Ameliyatı
Açık ameliyatlar herkesin bildiği gibi vücutta kesi açılarak yapılan klasik cerrahi girişimlerdir. Açık prostat ameliyatının nasıl yapıldığı hakkında burada çok geniş bilgiye yer vermek gereksizdir zira günümüzde neredeyse artık hiç uygulanmayan ve tercih edilmeyen bir ameliyattır. Kanamanın çok olması, risklerin fazlalığı, iyileşmenin geç olması gibi türlü nedenlerle yerini kapalı ameliyatlara bırakmıştır.
Kapalı Prostat Ameliyatları
TUR-P (Transüretral Prostat Rezeksiyonu)
TUR adıyla bilinen kapalı sistem prostat ameliyatları, idrar kanalından rezekteskop adı verilen bir çeşit özel endoskop ile girilerek, kullanılan enerji yardımıyla prostatın küçük parçalara ayrılarak çıkarılıp alındığı cerrahi operasyonlardır. Klasik TUR-P yönteminde monopolar elektrik akımı kullanılır. Bu yöntemde hastanın vücudundan elektrik akımı geçtiği için özellikle kalp pili bulunan hastalarda uygulanması olumsuz etkilere yol açabiliyordu. Ayrıca kanama miktarının fazla olması, endoskop ile görüntüleme için kullanılan sıvı kaynaklı TUR sendromu gelişmesi gibi dezavantajları da vardır. TUR prostat ameliyatlarında bizim kullandığımız yeni teknoloji yöntem ise “Plazma Kinetik TUR” dediğimiz bipolar TUR ameliyatıdır. Bu yöntemde prostatı kesip parçalara ayırmak için yüksek frekanslı elektrik akımı kullanılır. Vücuttan elektrik akımı geçmediği için kalp pili olan hastalarda bile güvenle uygulanabilir bir yöntemdir. Kanama miktarı daha azdır, ameliyat süresi ve ameliyat sonrası hastanede kalma süresi daha kısadır. Ayrıca görüntüleme için serum fizyolojik kullanıldığından TUR Sendromu yaşanması olası değildir. TUR Sendromu, operasyon sırasında görüntü sağlamak için kullanılan sıvının vücuda geçmesiyle vücuttaki sodyum miktarının düşmesi durumudur. Plazma Kinetik TUR uygulamasında kullanılan serum fizyolojik vücuda geçse bile herhangi bir soruna yol açması söz konusu değildir. Tüm bu avantajları ile Plazma Kinetik TUR için, klasik TURP’un doku çıkarmadaki etkinliğini ve lazer prostatektominin kanama kontrolündeki üstünlüğünü bir arada bulunduran altın standart yöntem demek yanlış olmayacaktır.
TUR Yöntemi Kimler İçin Uygundur?
TUR yöntemi orta veya ağır dereceli şikayetli iyi huylu prostat büyümesi olan ve prostat hacmi 30-100 mililitre aralığındaki hastalar için uygundur.
TUR-P Operasyonu Öncesinde Hazırlık
- Anesteziye hazırlık prosedürü; operasyondan 6 saat önce yemeyi ve içmeyi bırakmalı, su ve sigara dahil hiçbir şey yiyip içmemelisiniz.
- Operasyon öncesinde anestezi doktoru sizi görüp, gerekli birtakım testleri yapabilir.
- Düzenli kullandığınız ilaçlar varsa, muayene sırasında – ameliyata karar verildiğinde – doktorunuzu bu konuda muhakkak bilgilendirmelisiniz. Günler öncesinden almayı kesmeniz gereken ilaçlar olabilir.
TUR Prostat Ameliyatı Nasıl Yapılır?
TUR Prostatektomi genel anestezi ya da lokal anestezi altında yapılabilir. Hasta genel anestezi ile uyutulur ya da belden spinal veya epidural anestezi uygulanır. İdrar yolundan “sistoskop” adı verilen kameralı bir sistemle girilerek önce prostat, idrar yolu ve idrar torbası değerlendirilerek operasyona başlanır. Rezekteskop adı verilen bir aletle prostat dokusu küçük parçalara ayrılarak, kesilen parçalar mesaneye (idrar torbasına) itilir. Rezekteskopun ucunda yarım daire şeklinde bir tel bulunur ve bu tel aracılığıyla prostat dokusuna iletilen elektrik akımı sayesinde prostat kapsülünün içindeki büyümüş prostat dokusunun tamamına yakını temizlenebilmektedir. Ayrıca işlem sırasında belirgin bir kanama gözlemlenirse yine loop denilen bu tel aracılığıyla kanama kontrol altına alınabiliyor. Prostat kapsülünün içi temizlendiğinde kesilen parçalar dışarı alınarak incelenmek için patolojiye gönderilir. Operasyonun sonunda idrar akışını sağlayabilmek için mesaneye bir kateter yerleştirilir ve bu kateter yardımıyla üretra ve mesane steril bir sıvı ile yıkanarak işlem sonlanır. Böylece pıhtı oluşumunun önüne geçilir. Kateter kanlı idrar rengi düzelmeye başladıktan sonra çıkarılır. Bu süre de ortalama 1-2 gündür.
Plazma Kinetik TUR Ameliyat Sonrası Süreç
TUR operasyonu sonrasında 1-2 gün süreyle hastanede kalmanız gerekir. Operasyon sonrasında kanlı idrar rengi düzelmeye başladığında sonda çıkarılır. Sonda çıkarıldıktan sonra birkaç gün idrarın kanlı veya bulanık görünmesi son derece olağandır. Birkaç gün içerisinde bu durum normale dönecektir. Yine iyileşme döneminde ani idrar sıkışıklığı, idrar yaparken yanma hissi gibi bazı rahatsızlıklar yaşayabilirsiniz. Bu rahatsızlıklar da birkaç hafta içerisinde kaybolmaktadır. Bunların haricinde -çok düşük olasılıkla olsa da- yüksek ateş, şiddetli kanama veya ağrı, idrar yapamama gibi ciddi durumlarla karşılaşırsanız; derhal doktorunuza başvurmalısınız. Ameliyat sonrasında iyileşmenin sağlanabilmesi için; su tüketimine dikkat etmek (20 gün boyunca günde en az 3-4 litre su içmek), beslenme düzeninize dikkat ederek lifli gıdaların tüketimine özen gösterip kabızlık ve ıkınmaktan kaçınmak, ağır yük kaldırmamaya özen göstermek, zorlayıcı hareketlerden kaçınmak son derece önemlidir. Bu hususlara dikkat ederek 3-5 gün sonra günlük hayatınıza dönebilirsiniz, geçireceğiniz ortalama 6 haftalık iyileşme süreci sonunda tamamen iyileşmiş olursunuz.
TUR ameliyatı sonrasında günlük aktivitelere dönüş süreleri ortalama şu şekildedir:
- 2-3 gün sonra taburcu olabilir.
- 15-30 gün sonra ağır bedensel çalışmaya dayalı olmayan işinize dönülebilir. Beden gücüne dayalı bir işte çalışıyorsanız işe başlama zamanınıza doktorunuz karar vermelidir.
- 15-30 gün sonra hafif egzersiz ve yürüyüşlere başlanabilir.
- 45-60 gün sonra egzersizlere dönebilir ve bisiklete binebilirsiniz.
- 45-60 gün sonra sauna, buhar banyosu, termal havuz gibi sıcak ortamlara girilebilir.
- 21-30 gün sonra cinsel ilişkiye girebilirsiniz.
Prostat Ameliyatı Cinsel Hayatı Etkiler mi?
Prostat ameliyatının cinsel yaşama etkisi yoktur. Hastalar “Prostat ameliyatı olunca sertleşme sorunu yaşar mıyım?” kaygısıyla prostat tedavisinden çekinse de işin aslı bambaşkadır. Öncelikle şunu belirtelim; prostat ameliyatından kaynaklı sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik veya başka cinsel işlev bozuklukları yaşamanız olası değildir. Ancak tedavi edilmeyen iyi huylu prostat büyümesinden dolayı sertleşme bozukluğu ve cinsel isteksizlik yaşamanız olasıdır. Prostat ameliyatında cinsel fonksiyonları etkileyebilecek doku, sinir ve damarlara herhangi bir müdahale söz konusu değildir ve dolayısıyla cinsel hayata olumsuz bir etkisi olmamaktadır. Ancak toplum arasındaki yaygın görüşün tam aksi olmasını şu şekilde açıklayabiliriz;
Öncelikle iyi huylu prostat büyümesinin sık görüldüğü yaş aralığı olan 50 yaş üzeri kişilerde zaten olası olan sertleşme bozukluğu (çünkü 40 yaşından sonra cinsel performansta düşüş olmaya başlaması gayet doğaldır) prostat ameliyatına bağlıymış gibi düşünülebilmektedir. Ayrıca prostat büyümesini tedavi amaçlı kullanılan bazı ilaçların ereksiyonu etkileyebileceğini biliyoruz, aynı durumun ameliyat sonrası da yaşanabileceği düşüncesi yanlış da olsa son derece yaygındır.
Öte yandan uzun süre tedavi edilmemiş prostat büyümesinden kaynaklı rahatsızlıklar yaşayan erkeklerin, ereksiyon bozukluğu ve cinsel isteksizlik yaşama olasılığı düşünüldüğünde prostat ameliyatının bu sorunların çözümüne katkı sağlayacak olumlu bir etkisinin olabileceği de düşünülebilir. Çünkü bu durumda yaşanan sertleşme bozuklukları genellikle psikolojik kökenlidir. Sürekli olarak, sık idrara çıkma isteği veya ani idrar sıkışıklığı yaşayan bir erkek düşünün. Sürekli aklı tuvalette olan yada “bir anda çişim gelecek” kaygısı yaşayan birinin cinsel hayatının bu durumdan etkilenmemesi düşünülemez. İşte bu rahatsızlıkların ortadan kaldırılmasıyla kaygıdan kurtulma ve geri gelen güven duygusu sayesinde prostat ameliyatı sonrasında cinsel performansta artış bile beklenebilir.
Prostat ameliyatı sonrasında yaşanabilecek, cinsel açıdan hastaları rahatsız edebilecek tek bir durum vardır. Retrograd Ejekülasyon dediğimiz bu durum dışarı boşalmanın gerçekleşmemesi yani orgazm sırasında meninin dışarı çıkmayıp idrar kanalından mesaneye geri kaçmasıdır. Meni sonradan idrar ile birlikte atılır, sağlık açısından bu durumun herhangi bir zararı yoktur. Retrograd ejekülasyon dışarı meni çıkışı olmadığı için çocuk sahibi olma konusunda problem yaratabilir ancak prostat büyümesi ameliyatı olan erkeklerin yaş ortalaması düşünüldüğünde bu durumun da problem teşkil etmediği söylenebilir.
Lazerle Prostat Ameliyatı
Lazer kullanımının tıpta ve ürolojide oldukça yaygınlaşmasının ardından geçmişten günümüze prostat ameliyatlarında da lazerden faydalanılan çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Önceden uygulanmış ve bazıları hala uygulanan lazerle prostat ameliyatları şunlardır;
Greenlight Lazer, PVP (Fotoselektif Prostat Vaporizasyonu), DiLVP (Diode Lazer ile Prostat Vaporizasyonu), DiLEP (Diode Lazer ile Prostat Enekülasyonu), ThuLEP (Thulium Lazer ile Prostat Enükleasyonu), TmLRP (Thulium Lazer ile Prostat Rezeksiyonu), HoLRP (Holmium Lazer ile Prostat Rezeksiyonu) ve HoLEP (Holmium Lazer ile Prostat Enükleasyonu).
Lazerle yapılan prostat ameliyatları her dönemde oldukça rağbet görmüş ve değişen teknolojiyle birlikte yöntemler de gelişmeye devam etmektedir. Bu yöntemlerin her birinin detayına girmek gereksiz olduğundan, şu an için en güncel yöntem olan HOLEP üzerinde duracağız.
HOLEP Lazerle Prostat Ameliyatı
HOLEP (Holmium Lazer ile Prostat Enükleasyonu) tekniği kısaca tarif etmek gerekirse TUR yönteminde kullanılan elektrik akımı yerine lazer kullanılarak prostatın alınmasıdır. Lazerle prostat ameliyatlarının en büyük tercih sebebi kanama ihtimalinin azlığı, en büyük dezavantajı ise doku örneği alınamayışıydı. Önceleri kullanılan lazerli tekniklerde prostat dokusu buharlaştırıldığı için patolojik inceleme için doku örneği alınamamaktaydı ve bu durum da olası kanser vakalarının gözden kaçırılmasına sebep oluyordu. HOLEP yöntemi sayesinde artık biyopsi için örnek alınması da mümkün hale gelmiştir. Hal böyle olunca Holmium Lazerle Prostat Ameliyatları da Plazma Kinetik TUR Ameliyatları gibi sıkça tercih edilir ve uygulanır duruma gelmiştir. Operasyon sonrasında sonda çıkarıldıktan sonra idrar yaparken yanma hissi (disüri) görülmemesi, benzer düşük komplikasyon riskleri, daha hızlı iyileşme ve düşük nüks oranı gibi birçok avantajı olan HOLEP, prostatın hacminden bağımsız olarak her hastaya uygulanabilir bir yöntemdir.
HOLEP Prostat Ameliyatı Nasıl Yapılır?
HOLEP Lazer ile prostat ameliyatından önceki hazırlık aşaması ve operasyonun uygulanış şekli TUR ile çok benzerdir. TUR operasyonu “elektrik enerjisi ile yakarak kesme”, HOLEP ise “lazer ile prostat dokusunu ayırma” prensibine dayanır. İdrar yolundan girilerek prostat dokusu lazer ile prostat kapsülünden ayrılarak önce mesane içine itilir, tüm doku temizlendiğinde parçalar mesane içinden alınarak çıkarılır, kateter takılarak işlem sonlandırılır. Lazer ile ameliyat söz konusu olduğunda da hastalarda sertleşme problemi yaşama endişesi olur ancak bu endişe yersizdir. Cinsel fonksiyonları düzenleyen sinirler prostat kapsülünün etrafından geçer. Temizlenen doku ise prostat kapsülünün içindedir. Lazerin sağlıklı dokuya etkisi 0,4 mm’den azdır ve prostat kapsülü etrafından geçen sinirlere zarar verme olasılığı yoktur.
HOLEP Lazer ile Prostat Ameliyatı Sonrası Süreç
HOLEP yöntemi ile yapılan ameliyat sonrasında genellikle 24 saat sonra sonda çıkarılır ve taburcu olabilirsiniz. İyileşme süresi TUR ameliyatlarından biraz daha kısa olsa bile kaçınmanız ve dikkat etmeniz gereken durumlar aynıdır. Su tüketimi ve düzenli beslenme kesinlikle ihmal edilmemelidir. HOLEP operasyonundan sonra:
- 1-2 günde taburcu olabilir
- 7-15 gün içerisinde ağır olmayan bir işte çalışıyorsanız işinize dönebilirsiniz. Ağır işlerde çalışanlar için bu süre 15-30 gün olup, mutlaka doktor onayı alınmalıdır.
- Egzersiz ve fiziksel aktivitelere 15-30 gün sonra başlayabilirsiniz.
- Hamam, sauna, termal havuz benzeri yerlere 30-45 gün sonra gidebilirsiniz.
Prostat ameliyatı farklı teknikler kullanılarak yapılır. Prostat kapsülünün içinden prostat dokusunun tamamı çıkarılır.
Hastanın durumuna ve seçilen yönteme bağlı değişmekle birlikte ortalama 1-2 saat sürmektedir.
Her ameliyatta olan genel risklerin yanında prostat ameliyatına özel olarak idrar yolu enfeksiyonu, idrar kanalında daralma gibi bir takım riskler mevcuttur. Ancak yeni yöntemlerle ve prostat ameliyatlarında deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilen ameliyat sonrası komplikasyon görülme olasılığı son derece düşüktür.
Ameliyat sırasında prostat dokusunun tamamı çıkarılamadığında prostatın tekrar büyümesi yani BPH’nin nüks etmesi ihtimal dahilindedir. Bu olasılık HOLEP yönteminden sonra daha düşüktür.
Prostat büyümesi tekrarlarsa HOLEP ya da TUR yöntemi ile yeniden ameliyat edilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
Prostat ameliyatının cinsel yaşamınıza olumsuz bir etkisi olmamaktadır. Yazı içerisinde bu konuya oldukça geniş yer verilmiştir.
Prostat ameliyatı fiyatları uygulanacak yöntem, hastanede yatış süresi gibi birçok faktöre göre değişiklik göstermektedir. HOLEP ameliyatı ücretini veya TUR ameliyatı fiyatını öğrenmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Ancak muayene öncesi alacağınız fiyatın ortalama prostat ameliyatı fiyatlarını yansıtacağını bilmenizi isteriz. Kesin fiyat bilgisini öğrenmeniz ancak muayene sonrasında mümkün olabilir.